10 AĞUSTOS 1915 ŞEHİTLERİMİZİ RAHMETLE ANIYORUZ!..
Anafartalar Grup Komutanı Albay Mustafa KEMAL, tam 107 yıl önce bu sabaha karşı karar verip bizzat yönettiği ‘CONKBAYIRI TAARRUZU’ ile Çanakkale Muharebeleri’nin en önemli kazanımını sağladı.
Conkbayırı'nın, Türk’ler tarafından tekrar ele geçirilmesiyle, Çanakkale'deki savaş fiilen kazanılmış oldu.
107 yıl sonra, yakın tarihimizin bu dönüm noktasında hayatını kaybeden Şehitlerimizi; yaşamlarını feda ederek bize bu topraklarda bir gelecek sağlayan yüksek ruhlu atalarımızı rahmetle anıyor, Mustafa KEMAL'in anısı önünde saygıyla eğiliyoruz.

İtilaf Devletleri'nin 25 Nisan 1915 tarihinde Gelibolu Yarımadası’na yaptıkları çıkartmalar ardından Mayıs ayı sonlarına kadar kanlı çatışmalar olmuştu.
Türk savunması, Birleşik Donanma’nın çok yoğun topçu desteğinde girişilen bu taarruzlar karşısında hatlarını birkaç yüz metre geri çekmek zorunda kalmışsa da inatçı bir direnme göstermişti.
Bu birkaç yüz metrelik ilerlemeler, İtilaf Devletleri’nin Akdeniz Yurtdışı Seferi Kuvvetleri’ne hiç beklenmedik ölçüde ağır kayıplara mal olmuştu.
Mayıs sonlarında ise Türk savunması iyice pekişmiş, mevziler Avrupa cephesinde olduğu gibi kilitlenmişti.
7 AĞUSTOS
Plana göre General F.E. Johnston komutasındaki sağ taarruz kolu, 7 Ağustos günü sabaha karşı Şahin Sırtı üzerinden Conk Bayırı’na taarruz edecek ve tepeyi gün doğmadan bir saat önce, yaklaşık 03:30’da işgal etmiş olacaktı. Ancak özellikle Yayla Tepe’deki Türk direnmesi nedeniyle ileri hareket gecikmelerle sürdürülebilmişti. Öte yandan saat 04:30’da taarruz kolunun bir taburu da yolunu kaybetmiş, buluşma noktası olan Şahin Sırtı’na ulaşamamıştı. General Johnston, saat 06:30’a kadar bu taburu beklemiştir.
8 AĞUSTOS
Şahin Tepe üzerinden Conk Bayırı’na yapılacak taarruza bir Yeni Zelanda ve iki İngiliz taburu, Yarbay William G. Malone komutasında katılacaktır. Maori kıtalarının da dahil olduğu bir tabur, ihtiyatta tutulacaktır. Deniz ve kara topçusunun birlikte katıldığı 1,5 saat süren hazırlık ateşi ardından taburlar gün ağarırken, saat 05:30’da Conk Bayırı’na taarruza geçmişlerdir. Conk Bayırı, kuzeyden güneye 200 metrelik bir sırttır. Tepe, bu sırtın kuzey ucundadır. İngiliz ve Yeni Zelanda taburları bu sırtın güney ucuna, ciddi bir direnmeyle karşılaşmadan ulaştılar. Türk kuvvetleri, hazırlık ateşinden korunabilmek için geri alınmıştır. İngiliz resmi tarihi bu aşamayı, Conk Bayırı’nın işgal edilmesi olarak anlatır.
Gerçekte Conk Bayırı’nın zirvesinin işgali söz konusu değildir.
9 AĞUSTOS
General Godley’in 9 Ağustos 1915 sabahı yapmayı planladığı taarruz için elinde henüz cepheye sürülmemiş taburları vardır. Bu taburlar İngiltere’den takviye olarak gönderilen “Yeni Ordu”ya ait olup, Yeni Zelanda ve Avustralya Tümeni'ni takviye için Arıburnu sahiline çıkartılmış birliklerdir. General Godley’in planı Conk Bayırı’ndan Besim Tepe’ye kadar olan sırtların işgalini öngörmekteydi. Esas taarruz bir kısmı taze kuvvetlerden oluşmak üzere beş tabur gücünde bir kuvvetti. Bu kuvvete 38. Tugay Komutanı General Anthony H. Baldwin komuta edecektir. Hedefleri Conk Bayırı zirvesidir. Bu taarruz kolunun sol tarafından General Cox komutasındaki iki tugay, Besim Tepe’ye taarruz edecektir. Ana taarruz kolunun sağ tarafından ise General Johnston komutasındaki birlikler Conk Bayırı sırtlarına taarruz edecektir. Taarruz, saat 04:30’da başlayan ve 05:15'te sona eren hazırlık ateşinin hemen ardından başlayacaktır.
10 AĞUSTOS
Anafartalar Muharebeleri sonlanır sonlanmaz bölgeye hareket eden Kurmay Albay Mustafa KEMAL Bey, 10 Ağustos sabahı saat 04:30'da bölgedeki 8. ve 9. Tümenlerin taarruzunu yönetmiştir.
Ani bir süngü taarruzuyla girişilen ileri harekat, Müttefik hatlarını 500-1000 metre geri atmıştır.
Bu muharebe, Çanakkale Savaşı'nın en kanlı çatışmalarından biri olarak tarihe geçmiştir.
Anzak 2.Tümeni, 6 Ağustos 1915 sabahı ‘Sarı Bayır Harekatı’ olarak bilinen taarruzlarıyla Conkbayırı ve Besim Tepe’ye taarruz etmişlerdi.
Takviye İngiliz kıtalarıyla sürdürülen bu taarruzlar, 10 Ağustos’taki Türk’lerin taarruz ile tümüyle geri atılmıştır.
ATATÜRK’ÜN GENÇLİĞE HİTABESİ
Ey Türk gençliği! Birinci vazifen; Türk istiklalini, Türk cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.
Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek dâhilî ve haricî bedhahların olacaktır.
Bir gün, istiklal ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin. Bu imkân ve şerait, çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir.
İstiklal ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler.
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zapt edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.
Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dâhilinde iktidara sahip olanlar, gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler.
Hatta bu iktidar sahipleri, şahsi menfaatlerini müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakruzaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evladı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, Türk istiklal ve cumhuriyetini kurtarmaktır. Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur.
Mustafa Kemal Atatürk



























