DESİLA
İlk yolculuğumuzdu Desila,
son olduğunu bilmeden
yan yana ve heyecanla
oturmuşuz ürkekçe.
Birbir geçerken
aracın camından ağaçlar;
yarı yıkık, virane evler…
Elele tutuşmamızın bile
çok görüldüğü günlerde.
Çalınıyordu araç teybinde,
günün hit şarkısı;
“gel de ne çektiğimi bir de bana sor”
Sevinçle sokağa fırlayan bir çocuk,
yeni filizlenmiş bir tohum
sevinciydi bizimki Desila
susmanın bile mutluluk verdiği,
bakışmanın bile bizi vurduğu
bir aşktı bizimki Desila.
Ve biz;
neler çekeceğimizden,
her şeyden habersiz.
Koşuyormuşuz mutluluk diyarına;
yazılmış, çizilmiş yazgımıza aldırmadan!,
Her güzelliği sonlandıran
felaketimize uçuyormuşuz,
kapanmaz bir gönül yarasına
koşuyormuşuz meğerse Desila
Yıllar geçti ve geçiyor
sen bensiz, ben senden habersiz,
yaşayıp yaşamadığını bilmeden
ama o sevgi dolu bakışlarını unutmadan
sanki her an karşıma çıkıyormuşsun gibi
hep öyle yaşadım Desila.
Sensizlik çok kötü Desila
güneş yeterince ısıtmıyor,
aydede yeterince aydınlatmıyor,
göz pınarları kurumuş
bulutlar sahraya dönmüş
turnalar sılaya uçamaz olmuş!
Belki;
kim bilir, nerede, ne zaman
çıkarsın karşıma bir umutla
gelip de
ne çektiğimi görmek için de olsa!
ben hala o şevkle ve aşkla
seni seviyorum Desila!
Şerif Kaya (Mayıs 2020 / Adana)
Yorum Yazın