Ortaokulda öğrenciyken Yaşar Kemal’in İnce Memed romanı Hürriyet gazetesinde tefrika edilmeye başlandı. Küçük ilçemize günlük gazete geç geldiğinden bazen gazete elime geçmiyordu. Harçlığımdan biriktirdiklerimle yirmi beş kuruş olan gazeteye aylık abone oldum. Artık rahattım ve her gün gazete elime geçiyordu.
İnce Memed romanıyla Yaşar Kemal’i tanıdım.Çocuk yaşta tanıdığım yazarın yapıtları edebi damağımda güzel bir tat bırakmış olacak ki, neredeyse bütün yapıtlarını okudum.
Yaşar Kemal’in bende bıraktığı izlenim; sözcüklerle resim yapar, portre çizer gibi yazması idi. Sözcüklerle yaptığı doğa resimlerine ve çizdiği portrelerdeki kahramanlara sanki can veriyordu.
1915 yılında Van’dan Adana’nın Hemite köyüne göç eden Kürt bir ailenin çocuğu olarak 1923 yılında doğan Yaşar Kemal, yerleştiği köydeki Türkmenlerle beraber büyüdü. Küçük yaşta köye gelen gezgin aşıkların, destan anlatıcılarının toplantılarına katıldı. Aşıkların, destan anlatıcılarının halk öykülerini, destanlarını, ezgilerini kapı eşiğinde oturarak dinledi.
Aşık ve destan anlatıcılarının anlattıklarından aşkı, sevgiyi, doğayı ve zamanın eşkıyalarının; vurma, vuruşma ve kahramanlıklarını da dinledi. Bir yandan Karacaoğlan’ın şiirlerindeki lirizmini diğer taraftan Dadaloğlu’nun şiirlerindeki epik unsurları öğrendi. Evlerine konuk olan Kürt şair AbdaléZeynik’ten şiirler dinledi. Bu şiirlerin etkisiyle farklı bir dil ve edebiyattan edindiği bilgileri, doğup büyüdüğü köydeki Türkmen kültürü ile harmanladı. Bu kültürle büyüyen Yaşar Kemal’in her yapıtında onun bu harmanlanmış edebi kişiliğinin yansımalarını görmek olasıdır.
Doğup büyüdüğü çevrenin feodal yapısına, ağalık düzeninin köyü, köylüyü, fakir fukarayı nasıl sömürdüğüne tanık oldu. Ağaların köylüye zulmünü gördü. Daha sonra çalıştığı fabrika ve tarlalarda kapitalist çarkın işçiyi, köylüyü nasıl ezdiğine tanıklık etti. Güçlünün gücünü insanları ezmek için nasıl kullandığını, yönetim erkinin nasıl güçlüden yana olduğunu gördü.
Bu ortam ve kültürlerle büyüyen Yaşar Kemal, yapıtlarında da bu konular çerçevesinde kaldı. Yapıtlarında işçiyi anlattı, ırgatı anlattı, dar gelirliyi anlattı. Küçüklüğünde dinlediği halk öykücülerinden, destan anlatıcılarından, şairlerden öğrendiklerini anlatımında ustalıkla kullandı. Yapıtlarında epik unsurlara, lirizme yer verdi. Gözlemlerini çok güçlü bir şekilde okuyucusuna yansıtırken betimlemedeki ustalığını kullandı. Bu anlatımda mit’leri, destansı öğeleri, efsaneleri kullandı. İnsan gerçeğini, insan gerçeğindeki mit’i, düşü kullandı. Çünkü ona göre mitler, düşler insanın sığınağıdır, insan sıkıştığında onlara sığınır ve bu insanın yaşamı boyunca devam edecektir. Çünkü dünyanın güzelliğine doyamayan insanın bu serüveni hep devam edecektir.
İnce Memed romanının birinci cildinde betimlemesine Akdeniz’in üzerindeki top top bulutlarla başlar,Çakırdüzü’nün dikenlerine kadar sürdürür. Doğadaki her canlı, en ince ayrıntısına kadar yapıtlarında yer alır. Yuvasına yiyecek taşıyan karıncayı da bir taşın üzerinde başını kaldırıp dünyanın adaletsizliğini seyreden kertenkeleyi de kullanır. Her zaman yaşamın gerçekliği içinde kalır.
Yaşar Kemal İnce Memed romanında sadece betimleme yapmıyor,sadece sözcüklerle resim yapmıyor;efekt de katıyor. Sizi Çakırdüzü’nüngözesine götürürken gözenin sesini uzaktan dinlettiriyor. Sizi mağaranın ağzında bekletirken yeni doğan bebeğin sesiyle uyandırıyor; çatışma sırasındaki kurşun seslerinden,kayalıklardan seken kurşunlardan kendinizi korumanız gerekir düşüncesine itiyor; kısacası sizi romanın içine çekiyor.
Yol kesen ve herkesçe itici gelen “eşkıya” figürünü size sevdiriyor. İnce Memed romanını okuyan herkesi “eşkıya” sözcüğüne tebessüm ettiriyor.Çünkü burada İnce Memed’in kişiliğinde simgeleşen “eşkıya” sözcüğü;hak arayan, zayıfın yanında olan, güçlünün karşısında dikilen halk kahramanını temsil ediyor.
Romandaki bir başka kahraman olan Abdi Ağa ise sömürü düzenini yerel bir figürü olarak karşımıza çıkıyor. Köylülere zulmeden, köylünün elindekini alan; malına, canına, namusuna hükmeden ve bunları yaparken de yönetim erkinin desteğini de arkasına alan bir zorba olarak karşımıza çıkıyor. Ve sizi de taraf olmaya zorluyor!
Yukarıda da belirttiğim gibi İnce Memed ve Abdi Ağa iki temsilîfigürdür. Bu romanın konusu, feodal düzenin en yoğun yaşandığı Dikenlidüzü’nde geçer.
İnce Memed, romanında köylüyezulmeden ve sömüren, bunun yanında İnce Memed’in sevdiği kızı yeğenine alan Abdi Ağa’ya karşı bir baş kaldırı vardır.Dört ciltten oluşan bu yapıt,Türk ve Dünya Edebiyatı klasikleri arasındaki yerini almıştır.
Türk edebiyatına sayısız yapıt kazandıran Yaşar Kemal’in birçok yapıtı dünya dillerine çevrildi. İnce Memed romanı PEN CLUP tarafından en başarılı yapıtlar arasında yer aldı. Türk ve Dünya edebiyatının en büyük yazarlarından, çağının Homeros’u Yaşar Kemal, yazın yaşamımıza çok değerli yapıtlar bırakarak 28 Şubat 2015 tarihinde aramızdan ayrıldı.
Yorum Yazın