30 Eylül ve 8 Ekim tarihleri arasında gerçekleşen fuarla ilgili yaptığım gözlem ve analizleri paylaşmak istiyorum.
Öncelikle mekân ve konum ile ilgili birkaç söz etmek giriş açısından uygun olacaktır. Büyük Park olarak ifade edilen ve Bornova'nın kalbi ve nefes borusu olması açısından mekân isabetli bir tercih olmuştur. Ankara caddesi ile kent meydanı arasında ve metro ile toplu ulaşımın mümkün olduğu park, böyle bir etkinlik için biçilmiş kaftan hüviyeti taşıyor. Park o kadar büyük ki içinde; kültür merkezi, tiyatro, nikah salonu, çocuk parkları, gezi alanları, kafeler ve dinlenme alanları mevcut. Fakat bakım ve temizlik konusunda iyimser olmak pek mümkün değil.
Bornova’nın bir üniversite kenti olması yine onlarca okulu bünyesinde barındırmasına ve ayrıca İzmir’in her tarafından ulaşımın kolay olmasına rağmen kitap fuarı gerekli ilgiyi maalesef görmemiştir.
Belediye altyapı konusunda gerekli desteği vermiş, standart bir şekilde mekânlar teşkil etmiş bunun dışında yazarlar için okuyucu ile buluşma sahnesi ve sunum desteği vermiş olmasına rağmen tek eksik okuyucu ve ilgi.
İmza günleri ve yazar söyleşilerinde manzara; sen, ben, bizim oğlan modunun ötesine geçmiyor.
Saylan Medya’nın değerli yazarı Sayın Şerif Kaya’nın imza gününde yanında bulunmak adına yerimizi aldığımız da manzara farklı değildi. Eski dostları, arkadaşları, öğrencileri, hemşehrileri ve tanıdıkları dışında kimseye rastlamadım.
Kitap Fuarı için okullar organize bir şekilde bu tür alanları ziyaret etmedikleri sürece bu tür etkinlikler öksüz kalmaya mecburdur. Okullar gelse de öğrencide para olmadığı için yine beklenen etki elde edilmiş olmayacaktır.
Kültürdü, medeniyetti, ekonomiydi derken kitaba olan ilgisizliğimizin mazereti sonsuz dolayısıyla bu gidişle kısa vadede de bir iyileşmeyi ümit etmek söz konusu değil. Umutlarımızı başka fuarlara ertelemekten başka umudumuz maalesef yok.
Sonuç olarak; bir fuarı daha bu şekilde uğurlama hüznünü paylaşmak hüzün verici olsa da mevcut durum bundan ibarettir.
Yorum Yazın