Yıl 2007
Ermeni Diasporası rahat durmuyor daha önceki yıllarda yaptığı gibi, Osmanlı’nın Ermenilere soykırım yapığı yalanını dünyanın birçok ülkesindeki parlamentolarda anlatmaya devam ediyordu.
Cumhuriyetin kurulmasından önce Ermeniler, Adana’da şehir merkezinin yanı sıra, Kozan, Saimbeyli ve Feke’de yoğun bir şekilde yaşamaktaydılar.
Saimbeyli Kaymakamı da Karabit Çalıyan Efendi ise bir Ermeniydi.
Karabit Çalıyan Efendi İstanbul Hukuk Fakültesi mezunu olup tam bir vatanperver, haksızlıklar karşısında susmayan ve dik duran bir kaymakamdı.
Öyle ki Ermeni çetelerinin haksız ve hukuksuz işlerini elinin tersiyle itiyor, kenar mahallelerde yaşayan fakir Türk halkını kollayarak yapılan haksızlıkların da karşısında duruyordu.
O dönem Ermeni çetelerinin işledikleri cinayetleri ve haksızlıkları günlük olarak tutan ve bir küpün içinde saklayan Çalıyan Efendi, ne yazık ki haksızlıkların boyun eğmediği iiçin Ermeni çetelerinin saldırısı sonucu öldürüldü ve tutmuş olduğu günlükler ise 1954 yılında yapılan kazılarda ortaya çıkarak, günümüzde Ermeni yalanlarına karşı bir kaynak oldu.
Cumhuriyet henüz kurulmamış ve Adana bölgesine ise Fransızlar hükmederek istedikleri gibi keyfi yönetimleriyle Adanalıları isyan noktasına getirmiştir.
Tam da burada insanlık tarihinin duymadığı ve görmediği bir Ermeni cinayetini gözler önüne sermek istiyorum.
Anlatacağım olayı gören ve gördüğü için ömrünün sonuna kadar kabuslarla uyanan Saimbeyli’li Dişçi Ahmet
Dişçi Ahmet, bugün Kızılay’ın Genel Sekreteri olan arkadaşım Ramazan Saygılının babasıdır
Ahmet amcayla 2007’nin yanılmıyorsam Mart ayı gibi oğlu Ramazan Saygılının evinde Çukurova Televizyonu adına görüştük ve 1920’de Ermeni Çetelerinin yapmış olduğu cinayetleri ve Türklerin dostu olan hem kaymakamı ve hem de komşuları olan Ermenileri tüm çıplaklığıyla uzun uzun anlattı ve bizlerde Rahmetli Ahmet amcanın söylediklerini kayıt altına aldık.
İşte akıllara durgunluk veren Ermeni Çetelerinin, Ahmet amcanın ağzından işledikleri alçak cinayetler;
“Haçin de bugünkü ismiyle doğup büyüdüğümüz, atalarımızın yurdu Saimbeyli’de her şey çok güzel, İlçemiz o dönem Adana nüfusuna yakın bir nüfusa sahipti. Eğitim, sağlık ve zanaat işleri büyük bir ahenk içerisinde devam ederken, Ermeni çeteler ilçemizin başına dert oldular ve toplamda 217 ilçe sakinimizi katlettiler. İlçemiz kaymakamı Karabit Çalıyan Efendi isimli bir Ermeni’ydi. Kaymakamımız çok merhametli dürüst ve Ermeni çetelerinin haksız ve hukuksuz taleplerini her zaman geri çeviriyordu. Günden güne ilçemiz artık yaşanmaz hale geliyor insanlarımız ilçeyi terk ediyordu. İşkenceler ve katliamlar öylesine artmıştı ki ilçemizde tam 214 vatandaşımız Ermeni Çetelerinin katliamına uğramıştı. Ermeniler Münevver, Naime, Sakine ve Zübeyde isimli dört teyzemin bebeklerini ellerinde aldılar ve bir gün sonra vereceklerini söylediler. Bir gün sonra kazanları kuran Ermeni Çeteler teyzelerimin bebeklerini kazanların içine atarak kaynattılar ve daha sonra kazanların yanına getirilen teyzelerime “Size nefis yemek yaptık hadi yiyin” dediler. Ne var ki uzatılan tabakları yemeyen teyzelerimde katledildi. Ben o günden beri uykumda kabus görmediğim bir günü hatırlamıyorum. Bu söylediklerim umarım gelecek kuşaklara intikal eder ve Ermeni çetelerinin yalanlarını dünya görür”
107 YIL SONRA ORTAYA ÇIKAN MEKTUP
Ermenilerin vahşetini anlatan Ahmet Saygılının verdiği bilgileri kısaca özetledim ancak kayıt altında olan belgesel çok daha uzun, umarız bu vahşet bir belge olarak gelecek kuşaklara intikal eder.
Ahmet Saygılının babası Yusuf Saygılı ise 31 Ekim 1918’de Filistin cephesinde savaşırken İngilizlere esir düşer ve o esarette yazmış olduğu bir mektup önceki gün Kızılay arşivinden çıkartılarak torunu Ramazan Saygılı’ya teslim edildi.
107 Yıl önce atalarımız Filistinli kardeşlerimizi korumak için çoluk çocuğunu bırakıp oralara gidip savaşırken hatta şehit düşerken, ne gariptir ki bugün dolar milyarderi sözde İslam ülkeleri Gazze’de yanan ateşi bir türlü görmüyorlar.
Buyurun siz değerlendirin değerlendirebilirseniz.





















Yorum Yazın